TÜRKİYE'DE SOSYOEKONOMİK DİNAMİKLERİN DEĞİŞİMİ VE BU BAĞLAMDA KENTLEŞME
Türkiye`de 1980 sonrası dönemde değişen devlet-piyasa ilişkileri ve bununla beraber gelen
yoksullaşma etrafında şekillenen kentleşme sürecinde, neoliberal politikalar etkisini artırırken
kırsaldan kente göç eğiliminde artış gözlemlenmiştir.
Bu artış, gelir dağılımında orantısızlık, hizmet ve rant dağılımında eşitsizlikler yaşanmasına
sebep olmuştur. Yeni üst sınıf, kentteki alt sınıfın artışının kalabalığı, suçu ve güvensizliği
artırdığı düşüncesiyle kentleri terk edip sınırları belirlenmiş güvenli ve her türlü
gereksinimlerini belirledikleri sınırlar içinde karşılayabilecekleri alanlar yaratıp buralar
yerleşmişlerdir. Bu yapılanmalar üst sınıfı kentten uzaklaştırmış olup halktan kopuk bir hale
getirmiştir. Diğer yandan alt sınıf yeni gelenin sırtına basma politikasıyla rant sağlama çabasına
girişmiştir.
Bu bağlamda yazımın konusu mekânsal ayrışmaya iten nedenler ve bunların sonuçlarıdır.
Yazımın sonucu bize değişen ekonomik politikaların göç, yoksulluk ve gettolaşma
üzerindeki artışını ve artan yoksulluğun marjinal yoksulluktan çıkıp normalleştiğini; üst sınıfın
kentten uzaklaşıp bir nevi turist* olma çabalarını göstermektedir.
24 OCAK KARARLARI VE GETİRDİKLERİ
1970’li yıllarda tüm dünyayı etkileyen petrol krizi, ülkemize uygulanan ambargo, ithal
ikamesine dayanan mevcut sanayileşme politikasının getirdiği sorunlar, ülkemizde
enflasyonun üç haneli rakamlara ulaşması, döviz sıkıntısı ve karaborsacılık tipik bir IMF uyum
programı olan 24 Ocak Kararlarının alınmasına önayak olmuştur. 24 Ocak Kararları, devletin
ekonomideki hakem rolünü terk edip neoliberalizmin ülkemize giriş yapmasına sebep olan
yerli malı, yurdun malı anlayışının terk edildiği kararlardır. Kırsaldan kente göçün , kentte
oluşan sosyoekonomik ve sosyokültürel bozulmanın temel taşı olan bu kararlar Türkiye’nin
serbest piyasaya girişinin ilk adımıdır.
Devletin üretimdeki payının azaltılması bu kararların birincil sonucudur. Devletin
ekonomideki rolünün kısıtlanması özellikle imalat sanayisi olmak üzere kamu
yatırımları\üretimlerinin azaltılmasıyla yapılmıştır. Devlet yatırımlarından ziyade altyapı
yatırımlarının ağırlık kazandığı bu dönemde devlet fabrikalarının faaliyetleri durdurulmuştur.
Bunun yanı sıra korumacı politikanın ithalat kısıtlamaları kalkmış ve ciddi ithalat indirimleri
uygulanmıştır. Bu uygulamalarla piyasa kısa süreliğine rahatlasa da özel sektörü canlandırmak
adına alınan borçlar kontrol edilememiş ve ekonomimiz zamanla yerelliğini kaybetmiş, Türk
piyasası açık pazar haline gelmiştir. Kararların uygulanmasıyla piyasalarda durgunluk,
yatırımlarda gerileme ve işsizlik baş göstermiştir. Fiyat esnekliği kavramıyla orta direğin alım
gücü düşmüştür. KİT’lerin güç kaybetmesiyle yöre halklarının kalkınması önüne bir engel
konulup bu durum kırsaldan kente göçü hızlandırmıştır.
24 Ocak 1980’de, 24 Ocak Kararları diye bilinen ünlü ekonomik istikrar önlemleri paketi
yürürlüğe konulur... Ülkenin toplumsal, ekonomik, siyasal yaşamına bomba gibi iner bu
kararlar. Ama acısı sonradan fark edilen bir bıçak yarası gibi. (Uğur Mumcu)
MEKANSAL AYRIŞMAYA GİDEN SÜREÇ
Değişen ekonomik politikalar ülkemizde ciddi sosyokültürel değişimleri beraberinde
getirmiştir. Devletin türlü hizmetlerden elini çekmesi ve işsizlik kırsaldan kente göçü
hızlandırmıştır. Formel alanın veremediği güvenin yerini enformel kurumlar doldurmuştur bu
da yoksulluğun marjinal değil ancak bütüncül olduğu yerlerde gerçekleşebileceği nöbetleşe
yoksulluğu -eski gelenin yeni gelen üzerinden sınıf atlama çabası- getirmiştir.
80’lerin sonuna doğru gecekondular barınma amacından çıkıp ticari bir değer kazanmıştır.
Rant döngüsünün sonuna gelindiğinde ise yeni gelenler gecekonduları terk ederek kent
merkezine göç ederek gettolaşma eğilimi göstermiştir. Kent kendine ait bir kültür edinememiş,
yeni gelenler kırsal kültürü kente empoze etmiştir. Bu dönem göçmenleri kente uyum sağlama
isteğinde olmayan sınıf atlama adına yasal ve yasal olmayan her şeyi yapma potansiyeline sahip
tarza olmuşlardır.
Bu durum yeni dönem zenginlerinin kent merkezinden uzaklaşıp doğal güzelliklerin
yakınlarında, korunaklı ve her türlü olumsuzluklardan arınmış sınırları belli yaşam alanları
kurmalarına ve oralara yerleşmelerine sebep olmuştur. Bu yeni yaşam alanları üst sınıfın
kentten ve halktan kopuk bir hal almasına alt sınıfın da daha saldırgan bir tarza bürünmesine
sebep olmuştur.
Irmak Sönmez
• MUMCU, Uğur (1997),24 Ocak Anayasası. Uğur Mumcu Vakfı Yayınları
• MARMASAN, Deniz(2014) ,Bir Mekânsal Ayrışma Modeli Olarak Modern
Gettolaşma
• *Bauman’ın post modern insan tipolojisi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder