İSTANBUL AREL ÜNİVERSİTESİ TEPEKENT KAMPÜSÜ AÇIK ALANLARINDA SÜRDÜRÜLEBİLİR ÇÖZÜMLER
Özet
Günümüzde etkilerini iyice göstermeye başlayan iklim krizi,
doğal kaynakların azalarak tükenme noktasına gelmesi, fosil yakıt kullanımının
çevreye gittikçe zarar vermesi, savaş ve olağanüstü durumlarda enerjiye
erişimin zor ve pahalı olması gibi nedenlerden dolayı sürdürülebilir
yaklaşımlar ön plana çıkmaktadır. Yapılı çevreyi ve buradaki açık alanları daha
efektif kullanmayı öngören bu yaklaşım, geri dönüşüm ve kaynakları doğru
kullanmayı önermektedir. Tasarlanacak alana ilişkin fiziksel ve doğal çevre analizleri
doğrultusunda uygun tasarım yapılıp, doğru malzeme ve bileşenler kullanılarak
inşa edilen mekanlar kullanıcılara görsel, ısıl, işitsel konfor sunmayı hedeflenmektedir.
Uzun vadede tasarruf sağlayan bu tasarımlar hem ekonomiktir hem de
sürdürülebilirlik ilkelerine uyum sağlamaktadır. Yenilenebilir enerji üreten ve
geri dönüşüme katkı sağlayan bileşenleri (kompost alanları, fotovoltaik panel
vb.) barındıran bu tasarımlar hem kullanıcılar hem de gezegen için oldukça
avantajlıdır. Fosil yakıtların yoğun kullanımından dolayı oluşan çevre
kirliliği, iklim krizi, kaynakların azalması ve enerji etkin tasarımların
uzun vadede ekonomik ve sürdürülebilir olmasından dolayı bu yaklaşımın yakın
zamanda tasarım konsepti olmaktan çıkıp yapının sağlam, ekonomik ve estetik
olması gibi temel ilkelerin yanında yer alacağı yüksek bir ihtimal
taşımaktadır. Bu yazıda enerji etkin tasarım ilkelerinden bahsedilip İstanbul Arel Üniversitesi Tepekent Kampüsü açık alanları örneği
üzerinden bu ilkeler irdelenmiştir. Bununla beraber İstanbul Arel Üniversitesi
Tepekent Kampüsü açık alanlarına yapılacak iyileştirici öneriler sunulmuş ve bu
öneriler mavi, yeşil ve gri altyapılar olmak üzere
gruplandırılmıştır.
Anahtar
Kelimeler: Enerji
etkin tasarım, sürdürülebilir çözümler, kampüs açık alanları
1. Giriş
Sanayi Devrimi’yle kırsaldan kente artan göç hareketleri
yeryüzünün en önemli sorunlarından biri olan iklim değişikliğinin başlıca
sebeplerinden biri olmuştur. Birleşmiş Milletler verilerine göre kentlerde
yaşayan sayısı her geçen gün artmakta ve 2050 yılına gelindiğinde dünya
nüfusunun %68’i, Türkiye nüfusunun %85’inin kentsel alanlarda yaşayacağı
öngörülmektedir. Bununla beraber tüketim odaklı büyüme, kaynakları aşırı ve
kontrolsüz kullanmayı beraberinde getirirken artan nüfus, ulaşım ve inşaat
sektörünün gezegeni daha çok kirletmesine ve karbon salınımının artmasına sebep
olmaktadır. Dünyadaki karbon salınımının yarısını oluşturan inşaat sektörü ve
yapılaşma, iklim değişikliğinin yanında kentsel ısı adası etkisi oluşumuna da
sebep vermektedir. Günümüzde inşa edilen binaların çok büyük bir kısmı aktif
sistemler kullanılarak inşa edilmiştir ve bu binalar enerji kaynağı olarak
fosil yakıtları kullanmaktadır. Birincil enerji tüketiminin %40’ından sorumlu
olan binalar, tükettikleri yakıtlar dolayısıyla küresel iklim değişikliğine ve
sera gazlarının artmasına sebep olmaktadır. Yaşanan petrol krizleri, karbon
emisyonunu azaltma çabaları, ülkeler adına enerji kullanımında dışa bağımlılığı
azaltma isteği ve ekonomik nedenlerden dolayı enerji etkin tasarımlar hususunda
çalışmalar başlamıştır. Kullanıcılara ve çevreye sağladığı faydalar açısından
enerji etkin tasarımlar, günümüzün ve geleceğin temel tasarım prensipleri
arasında yer almaktadır. Özellikle enerji açısından dışa bağımlı olan ülkemizde
pasif sistemlerin ve sürdürülebilir çözümlerin kullanımı zorunluluk
taşımalıdır. Birincil enerji kaynaklarının kullanımının yıllar içinde arttığı
ülkemizde bu enerji kaynaklarının kullanımı 2000- 2015 yılları arasında %64
artmış ve bu enerji kaynaklarının ithal edilme oranı %74,9’a çıkmıştır. Bu olumsuz
artışların önüne geçmek adına pasif sistemler ve enerji etkin tasarımlar daha
verimli ve daha çok sayıda kullanılmalıdır.
2.Bulgular
2.1
İklim Sığınakları
Bu araştırmada iklim sığınağı projelerinde kullanılan
sürdürülebilir uygulamalar irdelenmiş ve bu uygulamaların İstanbul Arel
Üniversitesi Tepekent Kampüsüne uyarlanabilmesi tartışılmıştır. Kullanıcıları yağış
etkilerinden ve olumsuz hava koşullarından korumayı hedefleyen bu yaklaşım mavi,
yeşil ve gri altyapılar olarak sınıflandırılmıştır. İstanbul Arel Üniversitesi
Tepekent Kampüsü açık alanlarındaki sürdürülebilir çözümlerinde bu sınıflandırmanın
kullanılması yanı sıra kullanıcılara işitsel ve görsel konfor sunulması da
hedeflenmiştir.
2.1.1
Barselona İklim Sığınakları Projesi
Barselona’da artan sıcaklıklar ve azalan yağışlar sebebiyle
önlem planları yapan Kent Konseyi, İklim Sığınakları Ağı oluşturmaya karar
vermiştir. Öğretmen ve öğrencilerin iklim değişikliği hakkında bilinç kazanması
amacıyla projenin okul topluluklarında yapılmasına karar verilmiştir. Bu
kapsamda yapılan çalışmalar şunlardır:
Yeşil
Altyapı: Açık
alanlar yeşillendirilerek sert zemin hacmi azaltılmıştır. Yeşillendirme
yapılırken doğal malzemeler kullanılmıştır. Bitki sayısı arttırılmış yeşil
duvarlarla ve yeşil pergolalarla ısıl ve görsel konfor sağlanmıştır.
Mavi
Altyapı: Çocukların
suyla olan temasını arttırmak için açık alanlara su ögeleri eklenmiştir.
Gri
Altyapı: Isıl ve
görsel konfor sağlaması amacıyla pergolalar ile gölgelendirme yapılmış, yapıda güneş
kontrol elemanları ve tenteler kullanılmıştır.
2.1.2. Paris
OASIS Projesi
Paris’teki sıcaklık artışları, yoğun yapılaşma dolayısıyla
oluşan kentsel ısı adası etkisi ve altyapı sorunlarından dolayı oluşan olumsuz
etkilere yönelik Paris OASIS Projesi geliştirilmiştir. Okul bahçelerini ilkime
uyarlı alanlar haline getirmeyi amaçlayan bu projede şu çalışmalar yapılmıştır:
- ·Okulların bahçeleri doğal ve geçirgen malzemeler kullanarak iklime uyarlı alanlar haline getirilmiştir. Bu geçirgen malzemeler suyun toplanıp kaynakların kontrollü kullanılmasını sağlarken kentsel ısı adasının engellenmesi yönünde olumlu etkiler göstermiştir.
- ·Mavi altyapı kapsamında bu açık alanlara serinletici su ögeleri eklenerek kullanıcılara ısıl konfor sağlanmıştır.
- ·Yeşil altyapı kapsamında ağaçlandırma yapılarak bitki çeşitliliği arttırılmıştır.
- ·Gri altyapı kapsamında açık alanlara her kesimden kullanıcıya hitap edecek şekilde açık alan donatıları eklenmiştir.
3. Değerlendirme ve Öneri
Bu örnekler doğrultusunda İstanbul Arel Üniversitesi
Tepekent Kampüsü açık alanlarında mavi, yeşil ve gri altyapı olmak üzere üç ana
başlıkta sürdürülebilir tasarımlar yapılacaktır. Öncelikle Tepekent Kampüsü’nün
orta avlusu yeniden düzenlenecektir. Sert zeminden oluşan avlu hem verimsiz bir
alan oluşturmakta hem de estetik olmayan bir görüntü sunmaktadır. Bir mekânın
sürdürülebilir olmasının koşullarından biri alanın verimli kullanılması ve uyum
sağlayabilmesi olduğundan bu avluda birden fazla aktiveye hizmet edebilecek dönüşebilen
esnek mekanlar oluşturulacaktır. Okulun hem toplanma alanı hem konser alanı hem
de sosyalleşme alanı olan bu avluda açık ve yarı açık tasarımlar yapılarak kullanıcılara
hem iklime hem de aktiviteye uyum sağlayabilen mekanlar yaratılacaktır. Yarı
açık alanların tasarımlarında tente ve açılıp kapanabilen mimari ögeler
kullanılarak mekânın kullanımında maksimum verim sağlanacaktır. Bu mimari
ögeler fotovoltaik panellerle bütünleşmiş tasarlanarak enerji tüketimini
negatif yöne çevirecektir.
Avludaki sert zemin hacmi azaltılıp alan
yeşillendirilecektir. Bitkilerin karbon emisyonunu azaltma etkisi yanında
kullanıcılara sunduğu ısıl görsel ve işitsel konfordan yararlanmak da
hedeflenmektedir. Doğal çevre analizleri doğrultusunda seçilen bitki türleri
doğru şekilde konumlandırıldıklarında oluşturdukları gölgelerle kullanıcılara
ısıl ve görsel konfor sunacaktır. Sert rüzgarlara maruz kalan avlu doğru peyzaj
ögelerinin doğru yerlerde kullanılmasıyla rahatsız edici rüzgâr etkisini azaltarak
ve tozları tutarak kullanıcılara işitsel ve ısıl konfor sağlarken solunum ve
göz sağlığı açısından oluşabilecek olumsuz durumları önleyecektir. Avluya
uygulanacak sürdürülebilir çözümler okul binasının avluya bakan cephelerindeki ısı
kayıp ve kazançlarına dolaylı yoldan olumlu etki edecektir.
Kotun en düşük seviyede olduğu kampüs alanları kullanılmamaktadır.
Bu alanlarda eğimden yararlanarak su toplama dereleri tasarlanacaktır. Bu
dereler yakınlarındaki bitkilerin sulanmasını sağlayarak hem su tasarrufu
sağlayacak hem de çevresinde bitki topluluklarının oluşmasına fırsat vererek
estetik bir görüntüsüyle beraber çevreci bir yaklaşım oluşturacaktır. Bu alan
serinletici etkisiyle kullanıcılara ısıl konfor sağlayarak iklim sığınağı
görevi üstlenecektir. Ayrıca kampüsün bulunduğu alan eğimli olduğu için bu
dereleri ve drenaj sistemlerini oluşturmak için daha az hafriyat yapılıp daha
az enerji harcanacaktır.
Okul binasında bulunan iç avlular halihazırda
kullanılmamaktadır. Bu alanlar işlevlendirilerek esnek mekanlara dönüştürülecek
ve peyzajlandırılacaktır. Yeri geldiğinde derslik yeri geldiğinde sosyalleşme
alanı olarak kullanılabilecek bu mekanlar bu esnekliği açık ya da açık alan
oluşturabilecek mimari ögelerin kullanılmasından alacaklardır. Orta avluya göre
daha küçük bir alan olması, dört tarafının duvarlarla çevrili olması ve alanı
çevreleyen duvarların yüksek olası sebebiyle fiziksel çevre kontrolünün
sağlanması orta avluya göre daha kolay olan bu iç avlular derslik olarak yılın
uzun dönemlerinde kullanılması açısından orta avlu ya da açık alanlara göre
daha avantajlıdır. Örnek vermek gerekirse dört duvarla çevrili olması ısıl
konforu sağlama açısından açık alanlara göre daha az zahmetlidir. Çünkü bu
duvarlar kışın ısı kaybını engeller ve kullanıcıları olumsuz rüzgâr
etkilerinden korur. Mekânın üstündeki açıklığın diğer mekanlara göre küçük
olması sebebiyle olumsuz yağış etkilerinden korunması da daha az malzemeyle
sağlanacaktır. Sürdürülebilir bir yaklaşım olan minimum yapı malzemesi
kullanımı mekanı çevreleyen duvarların yüksek olası ile de ilişkilidir. Yüksek
olan duvarlar güneş kırıcı görevi gördüğü için fazladan güneş kırıcı
kullanmanın önüne geçilecektir. Bu durum yaz aylarında aşırı ısınmanın ve görsel
konforu olumsuz etkileyen faktörleri azaltacaktır.
Mavi altyapı: Kotun düşük olduğu seviyede
tasarlanacak su toplama deresi serinletici etkisiyle ısıl konfor sağlaması ve
su tasarrufu sağlamasıyla mavi altyapı örneğidir.
4. Sonuç
Bu çalışmada İstanbul Arel Üniversitesi Tepekent Kampüsü
açık alanları için tasarım önerileri geliştirilmiştir. Sürdürülebilir tasarım
yaklaşımına sahip bu önerilerin yararları şu şekildedir:
- ·Bu projenin üniversite kampüsünde uygulanması hem fazla kişinin bilinç kazanmasını sağlayacak hem de durağan bir alan olmadığı için bu bilincin bir kültüre dönüşmesini sağlayacaktır.
- ·Öğrenciler ve eğitimciler için keyifli ve işlevsel mekanlar yaratan bu yaklaşım okulda geçirilen zamanı daha keyifli ve verimli kılacaktır.
- ·Mavi, gri ve yeşil çözümlerle kullanıcılara görsel, işitsel ve ısıl konfor sağlanacaktır. Bununla beraber yaratılan bu mekanlar iklim sığınağı olarak kullanılabilecektir.
- ·Yaratılan yeşil alanlarla kullanıcılara estetik ve konforlu mekanlar yaratılması dışında karbon emisyonunu azaltıcı etkilerinden dolayı bu tasarım fikirleri küresel çapta sürdürülebilir bir yaklaşımda bulunacaktır.
- ·Yapılacak uygulamalar kentsel ısı adası etkisini azaltacaktır.
İklim değişikliğinden oldukça etkilenen bir iklim kuşağında
bulunan Türkiye’de buna benzer projelerin geliştirilmesi ülkemizin kaynaklarını
daha uzun süre kullanmasını sağlarken enerjide dışa bağımlılığını azaltacaktır.
Özellikle okul binaları ve kamusal alanlarda geliştirilecek projeler toplumsal
bilinç oluşmasına katkı sağlayacaktır. İklim değişikliğini hissettiğimiz bu
günlerde yapılacak bu tarz projeler İstanbul gibi kentsel ısı adası etkisinin
arttığı büyük şehirde yaygınlaştırılmalıdır.